Rabia ve Onur’un kaderleri yalnızca mahalledeki kaza anında kesişmez. Aileler, iki gencin sözlenmesi için kararlıdır. Buna karşı çıkan Rabia ve Onur sözün gerçekleşmemesi için her şeyi deneyeceklerdir. Rabia evden kaçar. İlhami ve Emine yıkılmıştır. Onur ise yurtdışına çıkabilmenin yollarını aramaktadır.
Dokuzuncu köyden de kovulan Tevfik’in, acıları, hasreti, oyunları ve korkuları sona ermek üzeredir. Avukat Adnan, onun dosyalarındaki durumunu tekrar gözden geçirmiş ve ortaya çıkardığı bir hata sonrasında Tevfik’in “temiz” olduğunu ve yurda dönmesi için bir engelinin kalmadığını belirlemiştir. Bu mutlu haberi vermek için derhal Tevfik’in evine giden Adnan, gördüğü manzara karşısında dehşete kapılır. Almanya’daki bu evde her ikisini de bir sürpriz beklemektedir.
İstanbul’daki dostlarıyla birarada olan Peregrini, tüm iyi niyeti ve romantizmiyle, Onur’un zorla sözlendirilmesine üzülmektedir. Ona destek olmaya çalışır ama henüz Onur’un sözleneceği kızın Rabia olduğunu bilmemektedir.
Söz töreni için aileler biraraya gelmek üzereyken ne Onur ne de Rabia ortada yoktur. Son anda durumu anlayan Peregrini’nin yüreğine büyük bir ateş düşer. Ancak bu ateş yalnızca düştüğü yeri yakmayacaktır.